
Kadıköy bu kez sert bir sınavla yüzleşti. UEFA Avrupa Ligi son 16 turu ilk maçında Fenerbahçe, Rangers karşısında 3-1’lik beklenmedik bir yenilgi aldı. Jose Mourinho’nun ekibi 18 maçlık yenilmezlik serisini evinde kaybederken, İskoç temsilcisi rövanş öncesi iki farklı avantajı cebine koydu.
Maçın hikâyesi erken bir soğuk duşla başladı. Cyriel Dessers, savunma arkası koşusunu iyi zamanladı, Fenerbahçe savunmasının tereddüdünü cezalandırdı ve kaleci İrfan Can Eğribayat’ı geçip topu ağlara gönderdi. Bu gol, tribünlerin temposunu düşürdü; Rangers’ın özgüvenini ise anında yükseltti. Konuk ekip ilk bölümde agresif ön alan baskısı ve direkt oyunla Fenerbahçe’yi hataya zorladı.
İkinci yarının başında dengeler değişir gibi oldu. Devre arasında oyuna dahil olan Alexander Djiku, ceza sahasında yakaladığı fırsatta net bir vuruşla skoru 1-1’e getirdi. Bu gol sahadaki enerjiyi ateşledi; Fenerbahçe topa daha çok sahip olmaya, kanatları daha fazla kullanmaya başladı.
Ancak oyunun ivmesini tam eline almışken, Rangers yeniden öne geçti. Vaclav Cerny, Dessers’in akıllı servisinde savunmanın arkasına sarktı ve köşeye sert bir vuruşla fileleri buldu. İskoç ekibi, her geçiş fırsatını tehditkâr şekilde kullandı; Fenerbahçe ise üçüncü bölgede final paslarını doğru seçmekte zorlandı.
Bu bölümde Dessers’in iki golü daha ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. Yan hakem bayrakları ve VAR kontrolleri, skorun daha da açılmasını engelledi. Fenerbahçe, oyunu genişletip rakibi yormaya çalışsa da ceza sahası içi net pozisyon üretemedi; şut kalitesi düşük kaldı.
Son bölümde gelen kontra atak ise geceye noktayı koydu. Fenerbahçe herkes ileri çıkmışken, Rangers boş alanı hızla değerlendirdi; Cerny ikinci golünü attı ve 3-1’lik skor tabelaya yerleşti. Böylece Barry Ferguson yönetimindeki Rangers, teknik adamın Avrupa’daki ilk sınavında büyük bir deplasman zaferi aldı. İskoçlar için bu turnuva, moral olarak zor geçen yerel sezonda adeta bir sığınak hâline gelmiş görünüyor.
Fenerbahçe Rangers eşleşmesinin ilk ayağı sadece skorda değil psikolojide de iz bıraktı. Fenerbahçe’nin reaksiyonu ikinci yarıda umut verdi ama Rangers’ın disiplinli savunması ve hızlı hücum planı, oyunun kırılma anlarında fark yarattı.
Rangers’ın planı netti: Teması yüksek bir orta blok, kanatlarda içe kat eden koşular, topu kazanınca iki-üç pasla geçiş. İlk gol savunma arkasına atılan bir koşudan geldi; ikinci ve üçüncü goller de aynı fikrin devamıydı. Fenerbahçe ise merkezde oyunu olgunlaştırdı ama ceza yayı ve altıpas çevresinde doğru kararları bulmakta aksadı. Kanat bindirmeleri hızlandı, fakat rakip ceza alanında çoğalma hızı yeterli seviyeye gelmedi.
Mourinho’nun hamle planı, devrede Djiku’nun oyuna girişiyle savunmada hava hakimiyeti ve ikinci toplar için güvence sağladı. Bu hamlenin hemen ardından gelen gol, takımın ivmesini artırdı. Yine de Rangers’ın geçiş verimliliği, Fenerbahçe’nin geri koşu disiplinini test etti. Alan paylaşımı doğru yapıldığında Fenerbahçe oyunu tek kaleye çevirdi; paylaşım bozulduğunda ise her top kaybı tehlikeye dönüştü.
Rövanş senaryosunda matematik basit ama zorlu: Deplasman golü kuralı artık yok. Fenerbahçe, toplam skoru lehine çevirmek için İbrox’ta normal sürede turu geçecekse en az üç farklı kazanmak zorunda. İki farklı galibiyet (örneğin 2-0) maçı uzatmaya taşır. Gol yerse bu eşik daha da zorlaşır; çünkü her atılan gole karşılık kalesinde görülen gol, gereken farkı yeniden üçe çıkarır.
Rangers bu avantajla İbrox’ta oyunu kontrol etmeye çalışacak. Kalabalık tribün desteği, oyunun temposunu kendi lehlerine ayarlamalarına yardımcı olur. Topu kaptıklarında yine direkt çözümler arayacaklar; merkezde risk almayıp, kanatlarda bire birleri zorlayacaklar. İlk maçtaki disiplin ve mesafe ayarı, ikinci maçın da anahtarı olacak.
Fenerbahçe tarafında odak iki başlıkta toplanıyor: Top kaybı kalitesini düşürmek ve üçüncü bölgede karar alma hızını artırmak. Orta sahada baskı anlarında daha güvenli pas açıları yaratmak, geriden oyun kurarken önlem almak zorunlu. Hücumda ise ceza sahası koşularının senkronu ve ikinci bölgeden gelen destek sayısı artırılmalı. Duran toplar, özellikle Djiku’nun varlığıyla, skor için kısa yol olabilir.
Fikstür yoğunluğu da bir başka detay. Rotasyonun dozu, hem fiziksel tazelik hem de oyunun ritmi açısından belirleyici. Mourinho’nun maç önü ve maç içi planında risk yönetimi öne çıkacak: İlk golü bulmak, İbrox tribünlerini susturmanın en etkili yolu. Rangers ise maçın başında oyunu sakince uyutmayı, fırsat bulduğunda bir kontra ile işi erken netleştirmeyi hedefleyecek.
Skor kâğıt üzerinde net görünüyor ama iki ayaklı eşleşmelerde duygular hızlı değişir. İstanbul’daki 3-1, Rangers’a kalkan oldu; Fenerbahçe içinse zor ama imkânsız olmayan bir tırmanış başladı. Rövanş, bu dengenin hangi yöne kırılacağını gösterecek.
Ben Zeynep Karadağ, İzmir'de yaşayan bir gazeteciyim. Uzmanlık alanım haberler ve özellikle Türkiye'nin günlük haberlerine odaklanırım. Yazılarımda halka en doğru bilgileri ulaştırmak için titizlikle çalışırım. Gazetecilik hayatım boyunca ülkemizin değişen dinamiklerini kaleme almak benim için büyük bir tutku oldu. Okurlarımın güvenini kazanmak en büyük motivasyonumdur.
Bir yorum Yaz